zondag 28 juli 2013

Seksenler, doksanlar..

Ah keske vah keske bir 'simdi' edebilse ...


Modanin kisir dongu yaptigi gibi artik dizilerde kisir dongu yapmaya basladi. Seksenleri zaten hepimiz izliyoruz herhalde. Bugun televizyonda Doksanlar dizisi denk geldiginde kafamda canlandi cocuklugum.. 

Ben 88liyim ama 90'lar dizisini sevdim.. 13 yilin degisimi canlandi gozlerimde. Kaybettigimiz insani degerleri kaybetmemizin icin bir sans olabilir bu izleyeciler icin. Bende bu duyguyu uyandirdi en azindan. Sanirim amacta birazcik o. 

Doksanlarda cocuk olmak ayri birseydi. Mahallede cikip aksama kadar oynamak, en cok oynadigimiz oyunlardan biri ip atlamak ve evcilik olarak degisirdi. Tom ve Jerry belirli saatlerde oynardi ve o saatlerde tv'de rastladigim an ki sevincimi anlatamam size. Aksamlari genelde rahmetli Kemal Sunal filmleri donerdi. 

Ve cumartesi geldiginde Hugo ve Tolga abiyi izlemek bambaska bir zevkti. 

Bizim evimizde soba yoktu.. ama anneanneme gittigimizde korka korka sobaya dokunmak ve ellerimizi isitmak icin can havli ile girerdik o buz kesici soguklarda. 

Koleksiyon yapmayi 15 yasimdan sonra sevmeye basladim ama kucukken biriktirdigim seylerden biride tasolar olmustur, ve kokulu defter kagitlarini elimde terden islanana denk kokladigimi hic unutamam. 


Elma sekeri favorilerimin arasindaydi. En cok sevdigim seylerden biri bu cocuklugumda veee lebebi tozu! Ne yerdim ama. 






Ben kucukkene diye baslayan bir cumle ile devam ediyorum.. cep telefonu ile en buyuk eglencemin  yilan oyununu oynamak olmasiydi.. simdi ise yavas yavas cep telefonumun beni esir aldigini dusunerek ondan sogumaya basladigimin kararina varmis durumdayim. 

Ah keske vah keske bir 'simdi' edebilse diyorum..





Geen opmerkingen:

Een reactie posten